Güncel Haberler Hematoloji Uzmanlık Derneği

Müezzinoğlu: Eğitim hastaneleri, üniversite hastanelerinin dinamiklerine dönüşecek - 04-05-2015


Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı, Başbakanlık Yatırım Ajansı, Elmadağ Hukuk Ofisi ve PPPExperts ortaklığıyla düzenlenen ''Kamu Özel İşbirliği Sağlık Zirvesi''nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, özellikle kamu-özel sektör işbirliğiyle yürütülen projelerle, sağlıkta dönüşümde farklı bir vizyonu yakalamak üzere girdiği yolda sıkıntıları, zorlukları göğüslediğini belirtti.

Alt yapısının olmaması nedeniyle, yasal düzenlemelerin yapıldığını ancak en büyük zorluğun mantalitede yaşandığını ifade eden Müezzinoğlu, kişilerin, yöneticilerin, sivil dinamiklerin bu projelere mantalite açısından olumsuz bir bakışı olduğunu ama siyasi iradenin, yönetim iradesinin bütün zorlukların üstesinden geldiğini aktardı.

Müezzinoğlu, kurulan güçlü yasal alt yapının, bürokratın da bu işe güçlü sahip çıkmasını sağladığını, bu anlamda "nasıl daha iyi olunur?" hedefinin peşinden koşma ve onun hedefleri için yürüme noktasına gelindiğini ifade etti.

Bunun pratik olarak kazanılanlardan çok daha önemli olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

''Çünkü en zor değişimler, zihinsel, kültürel değişimlerdir. Alışkanlıkları değiştirmek en zoru. Ben zaman zaman şunu söylerim: 'Berlin Duvarı'nı yıkmak, zihinlerdeki duvarı yıkmaktan daha kolaydır.' Biz süreçleri büyük oranda tamamen atlattık. Bundan sonraki süreç, bu projeleri daha güçlü vizyonlarla oluşturmak. Bunu büyük oranda artık paydaşlarımızla beraber yapıyoruz. Paydaşlarımız bu anlamda hem dünya vizyonunu takip eden hem dünya vizyonuna katkılar sunabilecek bir bakışı masaya yatırdı. Önümüzdeki bir iki yıl içinde bir taraftan inşaatlar devam ederken, diğer taraftan bu yapıların güçlü, vizyoner yönetimlerini konuşup, dünyaya örnek olacak dinamikleri sergileme gayreti içindeyiz.''

Bu projelerin en avantajlı yönünün sağlık alanında gerçekleştirilmesi olduğunu anlatan Müezzinoğlu, dünyanın ve insanlığın en çok önemsediği alanların başında sağlığın geldiğini ifade etti.

- ''Bize düşen, bu yatırımların vizyonunu güçlü kılmaktır''

Müezzinoğlu, yapılan araştırmalarda, ''Mutlu olmak için en çok ne istersin?'' sorusu yöneltilen bireylerin yüzde 85'inin ''sağlık'' yanıtını verdiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sağlıklı olmakla ilgili talep birinci sıradaysa, sağlık alanındaki yatırımlar ne kadar güçlü vizyon taşıyorsa, o kadar güçlü karşılık bulacaktır. Burada bize düşen, bu yatırımların vizyonunu güçlü kılmaktır. Hem ülke insanına hem de yakın coğrafyadaki insanlara güçlü kılmaktır. Türkiye'nin yakın coğrafyasına baktığımızda, 3 saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 1,5 milyar nüfusa hitap edecek dinamikleri var. Biz bir tarafta 78 milyon, önümüzdeki 5-10'lu yıllarda 85 milyonluk bir nüfusa güçlü, dinamik bir sağlık hizmeti sunmayı hedeflerken, diğer taraftan yakın coğrafyamızdaki 1,5 milyarlık nüfusa da sağlık hizmeti sunmayı kendi vizyonumuzun içine aldık. Bu vizyon bizim neredeyse olmazsa olmazlarımız arasında.''

Bu süreçte iki kurumsal yapıyı oluşturduklarını da anlatan Müezzinoğlu, bunlardan birincisinin yasal düzenlemelerini gerçekleştirdikleri Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı olduğunu ve kurumsal atama süreçlerinin başladığını belirtti.

Biyoteknolojiyi önemsediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, ''Türkiye artık sağlık alanında da biyoteknoloji ürünlerini üretebilen, alt yapısını kurabilen, Kanser Enstitüsü ve Akreditasyon Enstitüsü ile standardı da geliştirebilen bir anlayışla, bir farklı ayağı burada da güçlendirebilecek yapıda'' dedi.

Müezzinoğlu, şehir hastanelerini güçlendirecek başka bir yapının da Sağlık Bilimleri Üniversitesi olduğunu belirterek, ''Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Sağlık Bakanlığı'nın üniversite hastaneleri dinamiklerine dönüşecek. Buralarda da eğitim, araştırma, tıp alanında bilimsel gelişmeler ve uygulamalarla Türkiye iddialı bir noktaya gelmiş olacak. Bütün bu projeksiyonlarımızı 2023'e kurgularken, temelinde buradaki yatırımcıları ilgilendiren bana göre vazgeçilmez bir kelime var, o da güven. Esas dayandığımız hadise, güvendir. Güven duygusu ne kadar güçlüyse, bütün bu projelerin başarıyla yürümesi de o kadar güçlüdür, o kadar da kazanımlıdır. Sağlık Bakanlığı olarak bunu parasal kazanım olarak görmüyoruz. Yatırımcılar tabii ki bunun finansal boyutunu hesaplayacaklardır. Sağlık Bakanlığı olarak hedefimiz; tıp alanında Türkiye'nin sağlık hizmeti sunumunu, 78 milyon ülke insanına standardı daha yüksek noktada sunabilmek, yine yakın coğrafyamızda Türkiye'yi merkez yapabilmek'' değerlendirmesinde bulundu.

kaynak: medimagazin.com.tr